Biraz geç de olsa internet üzerinden gerek hastalarım,gerekse Genel Cerrahinin kapsadığı hastalıkları merak eden
veya problemi olan hastalarımızla buluşabileceğim ve özet bilgi alabilecekleri bir site oluşturmaya çalıştım,
faydalı olursak ne mutlu.
Site üzerinden branşımızın hastalıkları hakkında özet bilgiler bulabilir
varsa sorularınız veya sorunlarız hakkında info@draskinkaraca.com adresinden e-mail yolu ile bana ulaşabilirsiniz.
1989 yılında Kayseri Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olalı az değil 32 yıl olmuş,Hekimlik eğitimimizde emeği olan bütün sevgili hocalarımızdan Allah razı olsun, emeklerine sağlık.
İhtişamlı görünümü,zirvesi daima karla kaplı Erciyes dağı,Türkiyenin önde gelen kayak merkezleri ve gurme turizmiyle ünlü güzel Kayserimizden dolu dolu hatıralarla ayrıldık.
Mecburi Hizmet yerim olan Maçka Hamsiköyde ve Maçkada 18 ay Pratisyen Hekimliğimi yaparken Karadenizin yeşiline,her mevsim ayrı renk tonlarına,kokusuna,kuymağına,kara lahana sarmasına,fasulye turşusuna hayran kaldık,güzel günlerdi.
Ardından doğumuzun aziz şehri Elazığa geldik.Fırat Üniversitesinde Genel Cerrahi asistanlığımı değerli hocalarımın eğitimiyle 1995 yılında tamamlayarak,Elazığ Devlet hastanesinde 7 yıl görev yaptım,Elazığı ve insanlarını çok sevdik
onlarında bizleri sevdiklerine inanıyorum,asla unutamayız,ayrılırken çok zor ayrıldık.
2002 Temmuzunda Şehzadeler şehri Manisaya geldik. 7 yıl Devlet Hastanesinde çalıştıktan sonra kuruluşunda yer aldığım Gediz Tıp Merkezine geçerek 12 yıl Genel Cerrahi Kliniğini yönettikten sonra özel muayenehanemi açmak üzere ayrılmaya karar verdim
Check out what you've done
Here can be my brand new service description
Here can be my brand new service description
Here can be my brand new service description
Here can be my brand new service description
Sünnet Dini ve kişisel hijyen tecihleri nedeniyle dünyada yaygın olarak uygulanmaktadır.Oran olarak Müslüman ve Yahudi toplumlarında %90 üzerindedir. Çoğunluğu müslüman olmayan Amerikan toplumunda ise hijyen ve kişisel tercih nedeniyle %65-70 lere yakın oranlarda, çoğunluğuda doğumunu takiben ilk günlerinde sünnet yapılmaktadır.
Sünnet yenidoğandan erişkin yaşa kadar her yaşta lokal ve genel anestezi altında yapılabilmektedir. Ülkemizdede aileler 2000'li yıllarla birlikte bebeklik dönemindeki sünneti tercih etmektedirler. Sünnet yapılmasına karşı çıkanlar ile taraf olanların iddalarını genellemek yanlış olacaktır. Büyüme ve gelişimin genetik, beslenme, spor gibi etkenlerle ilişkili olduğu gerçeği göz önüne alınarak sünnet olduğunda çocuğun serpilip büyüyeceği beklentisine girmek yanlış olacaktır. 2-6 yaş arası yapılması sakıncalıdır diyen görüşlerde kastrasyon fenomeni yani anneyi babayla paylaşamama, rakip görme, babanın bu nedenle oğlunu cezalandırmak için sünnet ettirmesi psiklojisi oluşabileceği öne sürülmektedir. Sadece %2-3 ü sünnetli Avrupa ülkeleri için böyle bir düşünce yoluna gidilmişsede ülkemiz gibi erkeklerin %90'ı sünnetli olan ülkelerde ve çocukların, her yaşta her yerde sünnet olayına şahit olduklarını ve aşina olduklarını göz önüne alırsak bu iddianın bizim için pek de geçerli bir durum olmadığı anlaşılacaktır. Rektal yoldan sedasyon yönetmiyle veya genel anestezi altında güvenle yaptığımız sünnetlerde, sünnet stresi ve sonrasında kötü hatıralar kalmamaktadır. Zaten aileler ve hekimler o yaş grubundaki çocuğa psikolojisi uygun olmadığı durumda sünnet için baskı yapmayıp ertelemeyi yeğlemektedir.
Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) sünneti AIDS ve çeşitli cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı potansiyel önemli bir korunma yöntemi olması nedeniyle önermekte, Afrika kıtası ve bazı ülkelerde bizzat uygulamaktadır. Doğru ve uygun cerrahi teknikle yapılan sünnetin cinsel hayat üzerinde olumsuz herhangi bir tehlikesi olmadığı görüşü kesindir. Bu nedenle 2016 yılında Sağlık Bakanlığınca çıkarılan kanun ile, sünnetin sadece Ürologların, Genel Cerrahların ve Çocuk Cerrahlarının steril şart ve ortamlarda yapılmasına izin verilmiştir.
Genel anestezi verilmesini istemeyen ailelerin bebeklerinde ve kilosu uygun olan küçük çocuklarda rektal yoldan sedasyon + lokal anestezi ile ağrısız, rahat ve huzurlu sünnet alternatifi sunulmaktadır. Sünnet sırasında cerraha büyük kolaylık sağlayan, çocuğun huzurlu durmasıyla ailelerinde güvenini kazanan bu yöntemi, bizde kliniğimizde kullanmaktayız.
MİDE BALONU SONRASI YAPILMASI GEREKENLER
En önemli madde aşağıda belirteceğimiz yemek yeme alışkanlıklarını düzeltmektir.
En önemli madde aşağıda belirteceğimiz yemek yeme alışkanlıklarını düzeltmektir.
Açlık ve toklukta hormonlar etkilidir.Glukagon,Peptit yy,kolesistokinin gibi tokluk hormonları yemeğe başladıktan 25-30 dk sonra etki etmeye başlar ve yemeği kes diye beyne uyarı verir. Hızlı yenildiğinde ise bu hormonlar salınana ve tokluk hissi gelişene kadar 2 misli gıda tüketilmiş olunur.
Yavaş yeme yöntemleri ayrıca şu şekilde sıralanabilir
Burada amacımız uygulanması zor düzinelerce diyet listesi arasında boğulup gitmek değil her ortamda ömür boyu sürdürülebilir bir metod ortaya çıkarmaktırki ,o da aşırı kalorili olmayan herşeyden ölçülü ve porsiyonları 4 den 1 e düşürmüş bir yemek tarzına evrilmemizdir.
Kısacası midemizi ameliyat ile 4 de 1 e düşüreceğimize alacağımız gıdaları 4 de 1 e düşürelim,sağlıklı yaşayalım,kilolardan kurtulalım.
EGZERSİZ
Egzersiz yapmadan sadece yemeyerek yapılan diyet ve kilo kayıplarında kas kitlesindede kayıp meydana gelmektedir.Bu durum hem halsiz ve güçsüz kalınmasına hemde verilen kiloların hızla geri alınmasına neden olur.
Bu sebeple yakılan yağların yeri egzersiz ile kaslarla doldurulduğunda hem daha sağlık zayıflamış olunur hemde az bir hareket ile bile daha fazla kalori yakılacağından verilen kiloların geri alımı engellemiş olur
ÖZET
Obezitede ABD ve Suudi Arabistandan sonra Dünya 3.sü,Avrupada ise 1. sıraya yükselmiş olmamız geçekten vahim bir durumdur.Sadece estetik açıdan değil esasen beraberinde gelişebilecek Diabet,Kalp Damar hastalıkları, Sindirim Sistemi rahatsızlıkları hatta Alzeimer gibi olası hastalıklara davetiye çıkarılmaktadır.
Obezite 1-2 gün yada haftada gerçekleşen bir olay olmadığı için kiloların verilmesi sırasında karşılaşacağımız dirençler ve sıkıntılar da bizi yıldırmamalı,sabır gösterilmeli,eşik seviyeler atlandıkça yağlarında çözüldüğü ve kaybolduğu görülerek, moralle hedefe yaklaşılmalıdır.
Yemek borusu,mide,duodenum ve kalınbarsağın flexible endoskopi cihazı ile gözlenmesi ve gerektiğinde biopsi alınmasına imkan veren inceleme yöntemidir. Anestezi veya sedasyon altında yapılmakta olup toplamda 15-20 dk kadar süren bu işlem sonucunda yemek borusu hastalıkları,mide fıtığı reflü,gastrit,ülser,polip,kolit,divertikül tanıları konulabilmekte en önemlisi ise gerektiğinde aynı seanste veya 2.seansta çıkarılabilecek büyüklükteki poliplerin özel bir aletle çıkarılması ve radikal tedavi sağlanması imkanı mevcuttur.
Kliniğimizde; Yüz, el, ayak tabanı, genital, anal bölge siğillerinin tedavisi ve koterizasyonu işlemi uygulamaktayız.
Safra Kesesi Taşı Daha çok 40 yaş üzeri fertil,doğurgan dönem,açık tene sahip kilolu hanımların maruz kaldığı hastalık,dünyada en çok İskandinav ülkelerinde görülmekle beraber Türkiyede de yaygın bir sorundur.Ülkemizde her 8-10 kişiden birinde görülebilen bu durumun sarılık,pankreas iltihabı gibi ciddi komplikasyonları nedeniyle tek tedavisi cerrahidir. Cerrahi dışındaki tıbbi ve geleneksel tedaviler hastayı ölümcül,hayati tehlikeler ile başbaşa bırakmaktan başka bir işe yaramamaktadır. Günümüzde 30-45 dk lık laparoskopik cerrahiyle 1 gün hastanede yatmak suretiyle tedavisi mümkündür.3-4 gün gibi kısa bir sürede normal günlük işlere dönülmektedir.Ameliyat sonrasında sanıldığının aksine sindirim sistemiyle ilgili herhangi bir eksiklik ortaya çıkmamakta,çünkü safra kesesi safranın üretim yeri değil depolama yeridir ve bu depolama görevi safra kesesinin alındığı durumda başka bir kanal tarafından kompanse edilmektedir.
Guatr kısaca tiroid bezinin büyümesi olarak tarif edilebilir.Nodül olan olmayan,düşük veya yüksek hormon seviyeli,tiroidit dediğimiz iltihaplı şekilleri olabilir.
Bazı nodüller belirli oranda kanser riski taşıdığı için ultrasonografi ve biopsi takibi sonucu durumuna göre ameliyat edilmesi gerekebilir.Yaklaşık 1 ila 1 buçuk saatlik dikkatli bir operasyon ve 1 günlük hastane yatışı ile tedavisi mümkündür.Ameliyatın sinir hasarı ve ses kısıklığı,hipoparatiroidi,kanama gibi riskleri bulunmakta ancak ameliyat sırasında yaptığımız sinir monitörizasyonu yöntemiyle %90'ın üzerinde bu riski ortadan kaldırmış bulunmaktayız.
Fıtık en sık olarak kasıkta, göbekte ve karın ameliyatlarından sonra yara fıtığı olarak gözlenir. Bağırsakların fıtık açıklığından cilt altına çıkarak boğulması,damarların sıkışmasıyla dolaşımının bozulması, ağrılara neden olması, ileri evrelerde ise bağırsakların gangreni nedeni ile acil ameliyatlara kadar gidebilen komplikasyonları mevcuttur. Çok küçük fıtıkların takibi mümkün olsada boğulma riski olan fıtıklarda cerrahi kaçınılmazdır.Fıtık korseleri gibi aparatlar ile bağırsaklarda ve damarlarında ezilmeler oluşabilir ve tamir tehlikeye sokulur,bu nedenle tavsiye edilmez.Tek tedavisi cerrahi tamirdir.Belden uyuşturma yani spinal anestezi veya genel anestezi ile yama yöntemiyle tamiri mümkün olup aynı günde taburcu edilebilir.
Pilonidal Sinüs (Kıl Dönmesi) Genellikle kuyruk sokumu bölgesinde vücut kıllarının cilt altına migrasyonu, yuvalanması sonucu oluşan devamında çeşitli büyüklüklerde üstü cilt ile kapalı içinde kılları barındıran akıntılı veya akıntısız iltihaplı boşlukların oluşumu ile karakterize bir hastalıktır. Cildin zayıflayan yerlerinden dışarıya doğru delikler şeklinde açılırlar. Göbek ,koltuk altı ve kasıklarda da daha nadir olarak görülebilir. Ergenlik dönemi kıl oranı fazla erkelerde daha sık olmakla beraber tüyleri ince seyrek olan kızlardada görülebilmektedir. Uzun süreli kaykılarak tabir edilen(özellikle bilgisayar başında)oturma pozisyonları hastalığa zemin hazırlamaktadır.
Tedavisinde değişik cerrahi yöntemlerle hastalıklı bölgenin eksizyonu ve flep yada flepsiz kapatılması veya açık bırakılarak pansumanlarla iyileşmesi metodu uygulanır.Son dönemlerde Lazer yöntemi ile Sinüsün ablasyonu ile başarılı sonuçlar alındığı gözlenmiştir. Ayrıca Fenol enjeksiyonu mikrocerrahi gibi yöntemlerde tedavi metodları arasındadır. Ancak tekrarlama riskleri fazladır.Önceleri %40 50 lerde olan tekrarlama oranları yeni yöntemlerle %10-15 lere düşmüştür.
Hemoroid(Basur) Kas,bağ dokusu ve damarlardan oluşan saat kadranına göre 2,7,11 hizalarında görülen anatomik ve fizyolojik görevleri olan pakelerdir. Fizyolojik görevleri aşırı ıkınma,kabızlık,sık doğum,obezite,hızlı kilo kayıpları,alkolizm,karaciğer hastalıkları gibi nedenler ile bozularak patolojik hale gelen hemoroidler kanama,dolgunluk hissi, ağrı büyük abdestin yetersiz boşalması gibi şikayetlere yol açarak tedaviye gereksinim gösterebilirler.Sürekli dışarıda duran ağrı ve kanama yapan 4.derece Hemoroidler ameliyat gerektirir, 1.2.3. derecelerde tıbbi tedavi ve dışkılama düzenin sağlanması ile tedavi yoluna gidilebilir. Lazer hemoroidopeksi yöntemiyle kanaması fazla olan 1. 2. 3. derece hemoroidler hatta bazı 4. derece hemoroidlerin tedavisi son zamanlarda popüler hale gelmiştir. Lokal şartlarda günü birlik işlem olarak, ameliyat sonrası daha az ağrı ve kanama ile dikişssiz olarak gerçekleştirilmektedir. Erken dönem sık kanama yapan ve küçük pakelerden oluşan vakalarda band ligasyonda uygun tercih olabilir. Ayrıca kızılötesi ışın anlamında infrared koagulasyon ile de tedavi denenebilir, ancak başarı oranları çok yüksek değildir.
Anal Fistül anal kanal bez veya kriptlerin iltihabı sonucu oluşan apse sonrasında barsak iç kısmı ile cilt arasında oluşan tünel şeklinde oluşan yol olarak adlandırılabilir. Bir ucu tıkandığında anal apse veya rektal apse şeklinde ortaya çıkabilir. Akıntı ,zaman zamanda apse ile kendini belli eder.Tedavileri uzun sürebilir,ağrılı olabilir,sabır gerektirir. Basit fistüllerin tedavisinde cerrahi yolla fistül yolunun açılıp pansumanlar ile iyileşmesi sağlanır.Komplike fistüllerde ise seton yöntemiyle tedaviye çalışılır.
Yine burada lazer yöntemiyle özellikle kompleks fistüllerde güvenli, hızlı başarı sağlandığı ve bu yöntemin sıklıkla genel cerrahi uzmanlarınca kullanılmaya başlandığı söylenebilir.
Anal Fissür anal kanal girişinde mukozoda yırtık veya çatlak olarak adlandırılabilir. Doğum sırasındaki zorluklar ve kadınların anatomisindeki yatkınlık nedeniyle kadınlarda daha sık rastlanmaktadır. Dışkılama sırasında ve sonrasında şiddetli ağrıya ve çatlağın olduğu bölgedeki kaslarda kasılmaya neden olur. Kabızlık ve kanama yapabilir
Tıbbi tedaviye cevap veren yüzeyel ve geçici fissürler ve kas tabakasına kadar inen kronikleşmiş, cerrahi gerektiren derin fissürler olarak ayrılabilir. Tıbbi tedavisinde sıcak su oturma banyoları, sfinkterlerin gevşemesine ve yaranın iyileşmesine ve ağrının azalmasını sağlayan kremler mevcuttur. Dışkının rahat çıkarılmasını sağlamak amacıyla dışkı yumuşatıcı veya laksatifler kullanılmaktadır. Antibiotiklerin yeri yoktur,sıcak suyun içerisine konulması önerilen herhangi bir toz yada solüsyonunda kesinlikle bir faydası yoktur. Tedavide amaç kasları yumuşatıp gevşemesini sağlayarak ağrıyı kesmek ve fissürün iyileşmesini hızlandırmaktır. Düz kas gevşetici kremlerin % 20 30 kadar faydası olsada şiddetli baş ağrısı ve tekrarlama yapabilir.Cerrahi olarak ise LİST tabir edilen ve iyi sonuç alınabilen yöntem uygulanır.
Meme kanseri kadınlarda en fazla görülen kanser türü olup dünyada ve Türkiyede her 7-8 kadından birinde görülmektedir.En sık görüldüğü yaş grubu 40-50 yaş aralığıdır.
Genetik yatkınlık,alkol,hormonal preparatlar,adetin erken başlaması,hiç doğum yapmamış olmak,hatta ileri yaşlarda ilk doğumun yapılması,geç menapoz,obezite,yağlı yiyeceklerin çokça tüketilmesi ve ışına maruz kalmış olmak riski arttıran nedenler arasındadır.Egsersiz ve uzun emzirme dönemlerinin meme kanseri riskini azalttığı kabul edilmektedir.
Fizik muayene,kendi kendine muayene,ultrason,mamografi,meme MR,ince iğne ve tru cut biopsi erken tanıda yer almakta olup altın kıymetinde değerlidirler.Ele gelen hiç bir kitle ihmal edilmeden Doktora gösterilmelidir.Günümüzde tümörün vasfı,büyüklüğü,yayılımı göz önünde bulundurularak yapılacak girişimler sonucunda yüksek başarı oranları elde edilmektedir.
Tedavi edilmediği takdirde ölümcül olabilecek Malign melanom dan basit yağ kisti olarak tabir edilen lipomatöz oluşumlara kadar birçok formu mevcuttur. Uzman Hekim tarafından görülmedikçe kesinlikle kendi başına işlem yapılmamalı, tanı ve tedavisinde gecikmeye sebep olunmamalıdır.
Dar, değişik yapıda yeni ayakkabılar, ani kilo alımları, gebelikler, travmalar tırnak batmalarına sebebiyet verebilir. Kızarıklık,ağrı,şişlik,akıntı ile kendini belli eder yürüme zorluğu çekebilir. Neden olan etkenler ortadan kaldırıldığı ve antibiyotik tedavisine cevap alınmadığı durumlarda cerrahi yöntem ile tedavi yoluna gidilir.Eskiden olduğu gibi tırnak tümüyle alınmamaktadır.Lokal anestezi altında batan tırnak kısmı çıkarılıp o kısmın yatağı yakılarak temizlenir ve tedavi sağlanmış olunur.Sonuçları estetik ve kesindir.
Koroziv yanıklar,divertikül,darlık,varis, tümör ve reflü özofajit gibi başlıca hastalıkları vardır.En sık rastlananı ise reflü özofajittir.yemek borusu iç tabakası asitli içeriğe dirençli olmadığı için mideden geriye doğru sık, fazlaca ve uzun süreyle içeriğin kaçması zamanla alt özofageal uçta iltihap ve darlığa,yutkunma zorluklarına, dahada kötüsü ileride kansere kadar uzanan durumlara yol açmaktadır.Tedavisinde öncelikle endoskopik tanı ardından da beslenme alışkanlıklarının düzeltilmesi,yemek sonrası en az 3 saat kadar yatılmaması,yatılacaksada sırttan bir destekle beslenerek pozisyon verilerek uzanılmasında fayda vardır.Durumuna göre ilaç tedavisi,mide fıtığı nedeni ile oluşmuş ise derecesine göre cerrahi yöntemler uygulanabilir.
Mide bölgesinde yanma ,batma,dolgunluk,kilo kaybı,bulantı,kusma gibi belirtilerle ortaya çıkabilir.Mide hastalıklarının başında gastrit ve ülserler gelir.Ayrıca eskiye göre azalma gösteren mide kanserleride halen ciddi problemler arasındadır.Endoskopik olarak tanıları mümkündür.Endoskopi sonucunda gastrit veya ülser tanısı konulan ve biopside helikobakter pilori saptanan hastalarda nüksleri engellemek ve olası kanser gelişimini engellemek mümkündür.Mide kanserlerinde uygun vakalarda cerrahi tedavi vazgeçilmezdir.
Şişkinlik,dolgunluk,kabızlık,ishal,ateş,tuvalet sonrasında yetersiz boşalma hissi,kanlı mukuslu gaita,gaitayla karışık parça gelmesi ,kilo kaybı gibi belirtileri vardır.Crohn hastalığı,ülseratif kolit gibi kronik enflamatuar yani iltihabi hastalıkları,paraziter hastalıkları,irritabl kolon sendromu,iyi ve kötü huylu tümöral hastalıkları,divertiküler hastalıkları mevcuttur.Tanı yöntemlerinin başında kolonoskopik inceleme gelir.Tüm kanserler arasında 3. sırada kalınbarsak kanserleri gelir.Batı toplumlarında,gelişmiş ülkelerde beslenme alışkanlıklarınında etkisiyle daha fazla oranda görülmektedir.
Apandisit özellikle sağ alt kadranda olmak üzere karın ağrısı ile karakterize,bulantı,kusma,iştahsızlığın eşlik ettiği kalınbarsağın ilk bölümü olan çekumda bulunan apendiks yani körbarsağın iltihaplanması ve devamında perforasyona ,delinmeye kadar gidebilen hastalık olarak tarif edebiliriz.En sık nedeni apendiks lümeni içerisinde fekalit yani sertleşmiş gaita parçacığının lümeni tıkayıp orada dolaşımı bozması ve iltihaba neden olmasıdır.Tıkanmaya meyve çekirdekleri,parazitler,lenf dokusu büyümeleride neden olabilir.Tanıda en önemli kriter iyi bir anamnez ve doktorun muayenesidir,kan,idrar tahlilleri ve ultrason yardımcı yöntemlerdir.Ayrıca Bilgisayarlı Tomografininde şüpheli durumlarda yeri vardır.İdrar yolları taşları,enfeksiyonları,yumurtalık kistleri,ovulasyon dönemi ağrıları,barsak enfeksiyonları ile karışabilir. Bu nedenle hastanın şikayetlerinin iyice dinlenmesi,geçirdiği hastalıkların,ameliyatların sorgulanması,yediklerinin,içtiklerinin sayılması önem arz eder.
Apandisit çok ilerlememişse ultrasonda %15-20 görülebilir,dolayısıyla görülmemesi olmadığı anlamına gelmez.Tedavisi cerrahidir.Erken dönemde yapılacak bir ameliyat ile hastanın iyileşme süreci çok kısalmaktadır.Geç kalındığında ameliyatın zorluk derecesi ve riskleri artmakla beraber ömür boyu sıkıntılarla başbaşa kalmak gibi sorunlara aday olunabilmektedir.
Merkez Efendi Mah. İzmir Cd. Aksüyek Apt C Blok Kat Daire 1 No: 264, 45020 Yunusemre/MANİSA